TRAFİKTE EN ÇOK HANGİ SÜRÜCÜLERDEN RAHATSIZ VE TEDİRGİN OLUYORSUNUZ?
Makarnanın öyküsü
Makarnanın öyküsü
İtalyanların “pasta – spaghetti”, Amerikalıların “spaghetti - noodles – macaroni”, İngilizlerin “pasta –macaroni”, Almanların Teigwaren - Spaetzli, Çinlilerin “mein”, Japonların “udon” adının verdikleri makarnanın kökenleri konusunda farklı fikirler üretilmiş olsa da, makarnanın tek bir kişi tarafından bulunmadığı ortak görüştür.
Makarnanın doğuş izlerine birkaç uygarlıkta birden rastlanabilir: Etrüsk ve Roma başta olmak üzere, Arap ve Çin uygarlıkları. Bazı Etrüsk mezarlarında makarna yapım aletleri bulunmuştur. Ev yapımı bu tür makarna, düz ve şeritler halinde kesilmiştir (daha sonra Romalılar tarafından “lagana” olarak adlandırılan bugünün lazanyası). Romalı yazar Apicius’un M.S.1. yüzyılda yazdığı de re coquinaia adlı kitapta bugünkü lazanyanın ilk tarifi yer alır.
Keşif gezilerinden çok önce bile makarnanın İtalya’da kullanılıyor olması, Marco Polo’nun Çin’den getirdiği pek çok yeniliğin arasında makarnanın yer almadığını gösterir. Ancak makarnanın antik dönemlerden (M.Ö. 1700-1100) beri Çin’de de kullanıldığı bilinmektedir.
19. yüzyılın sonuyla 20. yüzyılın başı arasında, makarna üretim teknolojisi değişmeye başladı. Makarna üretimi yüzyıllardır elle yoğurulan hamur kesilerek ve yine elle şekillendirilen parçalar güneşte kurutularak gerçekleştiriliyordu. 1890’da, sadece Cenevre eyaletinde, 62’si Porto Manrizio yakınında yer alan, 222 makarna fabrikası bulunmaktaydı. Bu fabrikaların yıllık ortalama üretimi 100.000 kg’dan fazla değildi.
İnsanların ilk makarna fabrikası ile tanışmaları çok eski değildir. Çin ve İtalyanlardan sonra makarna A.B.D.‘ye de girdi. İlk makarna fabrikası Brooklyn’de Fransız Antoine Zerge tarafından kuruldu. Birleşik Devletler’in ardından İsveç, Almanya, İngiltere’ye ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra tüm dünya ülkelerine yayıldı.